NIT araştırma görevlisi Machiel Kiel tarafından yürütülen bu uzun vadeli araştırma projesi, sadece Güneydoğu Avrupa’daki Osmanlı mimarisinden günümüze kalanların tam bir dökümünü yapmakla kalmıyor, aynı zamanda da yapımına ilişkim sosyal ve politik yönleriyle ilgili arşiv araştırması da içeriyor.
1353’te Osmanlı Türkleri, yarım yüzyıldan fazla savaş halinde olan çeşitli Bizanslı politik grupların grupların paralı askerleri olarak hizmet verdikten sonra Güneydoğu Avrupa kıyılarına ayak bastılar. Bu sefer burada kalmak için gelmişlerdi. 1371’deki Meriç Savaşı’nın sonucu yerlerini sağlamlaştırdı. Bu tarihten sonra etkileyici bir şekilde yapılar inşa etmeye giriştiler. Yarım yüzyıl içinde Osmanlılar kendi mimari tarzlarını geliştirdiler. Balkanlar’daki hükümdarlıklarının sonu olan 1912’de yapmış oldukları mimari eserlerin toplamı yaklaşık 20000 civarındaydı: camiler, okullar, hamamlar, kervansaraylar, aşevleri, kaleler, dergahlar, ihtişamlı köprüler ve büyük askeri ya da manevi liderler için anıtsal türbeler.
Yitip giden imparatorluğun (1878 ya da 1912 sonrası) yerini alan ülkelerin bu mimari mirasla sorunlu bir ilişkileri olmuştur. Bosna’yı saymazsak belki de var olan Osmanlı yapılarının % 98’si yok olmuştur. İslam mimarisi üzerine var olan zengin literatür Balkan kütüphanelerine hemen hiç ulaşmamış ve İslam sanat tarihi herhangi bir Balkan üniversitesinde müfredata girmemiştir.
Balkanlar’da kırk yıl süren saha çalışmalarının yanı sıra tüm Avrupa’da ve ABD’deki kütüphanelerde sürdürülen çalışmalar, özellikle de Osmanlı arşivlerinde uzun yıllar süren araştırmalar sonucunda engin bir bilgi ve doküman kaynağı elde edildi. Halen var olan Ormanlı mimari eserlerinin dökümü büyük ölçüde tamamlanmış durumdadır.
Bununla beraber, arşivlerde yaklaşık 1460’tan itibaren muhafaza edilen orijinal inşaat fermanları ya da yapımlarıyla ilgili anlatımların bulunması konusunda daha pek çok yapılması gereken çalışma vardır. Eserlerin kendi dönemlerinin sosyoekonomik ve tarihsel arka planına yerleştirilmeleri gerekmektedir. Nasıl şehir ve köylerin nüfus sayılarını yeniden kurgulayarak İslami yapıların neden başka yerlerde değil de oralarda inşa edildiğini anlamaya çalışıyorsak, hamiliğin nasıl bir yapısı olduğu da halen çözülmesi gereken bir konudur.
Bu konuda, 15. yüzyıldan erken 17. yüzyıla dek köy köy, hane hane nüfus ve üretim bilgileri veren Osmanlı nüfus ve vergi tahrir defterleri büyük fayda sağlamaktadır. 17. ve 18. yüzyıllar için çok detaylı Avarız defterleri, ayrıca ek olarak her bölgenin sadece gayrimüslim nüfusunu veren cizye defterleri bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun mimari mirası ancak tarihsel ve sosyoekonomik arka planıyla birlikte ortaya konulduğunda anlaşılabilir.
Machiel Kiel konuyla ilgili çok sayıda kitap ve 200 civarında çalışma yayınlamış ve çeşitli ansiklopedilere katkıda bulunmuştur. Kiel’in eserleri İngilizce, Fransızca, Almanca, Hollandaca, Bulgarca, Yunanca, Türkçe ve Arnavutça olarak yayınlanmıştır.
NIT, Machiel Kiel’in fotoğraf arşivinin dijitalleştirilmesi ve yayınlanması için bir proje yürütmektedir. Kiel tarafından 1960’lardan itibaren çekilmiş fotoğrafların dijital kopyalarına bu web sitelerinden ulaşılabilir. Proje, bu tarihi mirasın araştırmacıları için paha biçilmez bir kaynak niteliğindedir. Arşiv aynı zamanda, yirminci yüzyılın ikinci yarısına ulaşmamış ya da bu dönemde önemli derecede değişmiş pek çok anıtın görsel belgesini içermektedir. Daha fazla bilgi için lütfen arşivin küratörleri Dr. Grigor Boykov ve Dr. Maximilian Hartmuth’la iletişime geçiniz.